Merhaba Değerli Sektör Paydaşları,
Geçtiğimiz günlerde hepimizin gündeminde olan tarihi bir gelişme yaşandı: Türkiye’nin ilk İklim Kanunu 2 Temmuz 2025’de TBMM’de kabul edildi. Pek çok kişi bunun sadece büyük sanayi tesislerini ilgilendirdiğini düşünebilir. Ancak bir endüstriyel mutfak proje danışmanı olarak size net bir şekilde söyleyebilirim ki, bu kanunun etkilerini en derinden hissedecek sektörlerden biri de biziz. Çünkü mutfaklar, bir işletmenin kalbi olduğu kadar, enerji ve kaynak tüketiminin de merkezidir.
Peki, bu kanun bizim için ne ifade ediyor? Soyut kavramları bir kenara bırakıp, projelerimize nasıl yansıyacağına somut örneklerle bakalım.
“Bu Kanun Projemde Neyi Değiştirecek?” Diyenler İçin 5 Somut Örnek:
1. Fırınlarımız ve Ocaklarımız Daha “Akıllı” Olacak:
Artık “kaç kW yakıyor?” sorusunun yerini, “birim yemeği ne kadar verimli pişiriyor?” sorusu alacak. Projelerde, A+++ sınıfı ev tipi buzdolapları gibi, endüstriyel cihazlarda da enerji verimliliği sertifikaları birinci öncelik olacak. İndüksiyonlu ocaklar, ısıyı sadece tencereye vererek ortamı ısıtmadığı için daha çok tercih edilecek. Yoğun saatler dışında kendini rölantiye alan akıllı fırınlar standart haline gelecek. Bu, sadece yasaya uyum değil, ay sonu elektrik faturasında gözle görülür bir düşüş demek.
2. Su, Artık “Bedava” Bir Kaynak Değil:
Bulaşıkhane tasarımları baştan sona değişecek. Son durulama suyunu bir sonraki ön yıkama için kullanan rejenerasyonlu bulaşık makineleri, artık bir lüks değil, bir gereklilik olacak. Basınçlı su tabancalarının debileri, sebze yıkama eviyelerinin tasarımları, hepsi su tasarrufu odaklı seçilecek. Bir otel mutfağının yılda on binlerce litre su tasarruf ettiğini hayal edin. İşte bu, kanunun getirdiği “yeşil” bir kazanç.
3. Çöp Kovası Değil, “Kaynak” Kutusu:
“Sıfır Atık” hedefi, kanunla birlikte proje planlarının ayrılmaz bir parçası oluyor. Artık mutfak tasarımında sadece temiz ve kirli akışını değil, “atık akışını” da planlayacağız. Organik atıklar için ayrı biriktirme alanları, bu atıkları komposta veya biyogaza dönüştürecek sistemler için altyapı hazırlığı… Bunlar, projenin en başında düşünmemiz gereken detaylar olacak. Bu, hem çevreye karşı sorumluluğumuz hem de atık yönetimi maliyetlerimizin azalması anlamına geliyor.
4. Soğutucuların İçindeki “Görünmez” Tehlike:
Soğuk odalarımızın, buzdolaplarımızın içinde çalışan soğutucu gazlar (HFC’ler), atmosfer için en zararlı sera gazlarından. Yeni kanun, bu gazların kullanımını kademeli olarak yasaklayıp, CO2 gibi doğal ve çevre dostu soğutucu akışkanlara geçişi zorunlu kılacak. Projelerimizde seçeceğimiz soğutma grupları, artık bu “yeşil” kriteri karşılamak zorunda kalacak. Bu, yatırımınızın 5 yıl sonra “yasadışı” duruma düşmesini engelleyen kritik bir adımdır.
5. Karbon Ayak İzi Raporları Mutfaktan Başlayacak:
Özellikle büyük zincirler ve kurumsal firmalar için “sürdürülebilirlik raporları” giderek önem kazanıyor. İklim Kanunu ile bu raporlama bir zorunluluk haline gelebilir. Peki, bir restoranın veya otelin karbon ayak izinin en büyük paydaşı neresi? Elbette mutfağı! Tasarladığımız mutfağın ne kadar elektrik, su ve gaz tükettiği, ne kadar atık çıkardığı, artık sadece bir maliyet unsuru değil, şirketin karnesindeki bir not olacak.
Sonuç: Korku Değil, Fırsat Penceresi
Bu maddeleri okuyunca gözünüz korkmasın. Bu bir “ceza” değil, bir “dönüşüm” çağrısı. Bir danışman olarak benim görevim, tüm bu teknik ve yasal gereklilikleri sizin için tercüme etmek; onları verimli, kârlı ve uzun ömürlü bir proje tasarımına dönüştürmektir.
Doğru planlama ile İklim Kanunu, işletmelerimiz için bir yük değil; maliyetleri düşüren, marka imajını güçlendiren ve bizi geleceğin rekabet koşullarına bugünden hazırlayan bir kaldıraç olacaktır.
Geleceğin mutfağını bugünden tasarlamak için doğru zaman. Bu önemli dönüşümde yol arkadaşınız olmaya hazırım.
Saygılarımla,
Levent Okutan
Endüstriyel Mutfak Proje Danışmanı
#EndüstriyelMutfak #İklimKanunu #Sürdürülebilirlik #ProjeDanışmanlığı #YeşilMutabakat #EnerjiVerimliliği #SıfırAtık #KarbonAyakİzi #RestoranYatırımı #OtelYatırımı
